2 Ekim 2012 Salı

Beşiktaş 0-1 Sivasspor l Şampiyonlar Uyudu

Zirvedeki puan kayıpları ve Beşiktaş için Gaziantepspor deplasmanında yaşanılan mağlubiyetin telafisi anlamındaki Sivasspor müsabakası istenilen sonuçla bitmedi ve böylelikle altıncı haftayı şampiyon olmuş takımlar kazanamayarak geçti. Sivasspor dördüncü kez kalesinde gol görmezken; toplamda da yediği dört golle, geçen sezon yenilen dokuz golden uzak bir görüntü sergilemeye devam etti. Beşiktaş ise bu sezon ilk kez gol atamadı.

Blogun açılışından beri ilk Beşiktaş yazımız bu maça kısmet oldu. Genel olarak; sezon başı itibariyle rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Samet Aybaba kısa bir süre içerisinde büyük yol aldı. Bu taktik varyasyon, oyuncu tercihleri gibi futbolun belli başlı ifadelerinden görülebiliyor. Portekizlilerin sayısını azaltan Beşiktaş, artık belli bir düzen içerisinde. Daha bir bütün, daha bir takım görüntüsü. Buna yönelik yapılan transferlerin de gayet sonuç verdiği ortada, nokta atışı. Ama bu değişim sürecinde inişler, kopmalar olacaktır. Önemli olan bunları azami miktarda tutabilmek, kırılma anlarını artıya dönüştürebilmek. Örneğin; Gaziantep deplasmanında gelen maçı kaybetmeleri ilk kırılma noktası halini aldı. Üstüne gelen Sivasspor mağlubiyeti ile, Kadıköy deplasmanı şimdi bir kat daha önem kazandı.

Samet Aybaba, kaybedilen Gaziantepspor maçından tek değişiklik ile maça başladı. Hangi ruh haliyle penaltıya neden olan hareketi yaptığını hala anlamadığımız Sivok yerine, yeni transferlerden Escude vardı. Escude vardı ama Galatasaray maçında olduğu gibi, bu maçta da öyle kadroyu kapacak bir görüntü içerisinde değildi. İbrahim Toraman- Sivok ikilisi, ideal görünmeye devam ediyor. Sivasspor cephesinde ise Rıza Çalımbay, sezona iyi giren Kasımpaşa'yı yenen takımdan üç kişiyi değiştirmişti. Rajnoch- Doğa Kaya ve Grosicki kenara gelirken, yerlerinde Kadir Bekmezci- Adem Koçak ve Cerny vardı. Bu aynı zamanda; Adem ve Cerny için bu sezon ilk kez 11 şansıydı.

Beşiktaş için sezonun kilit noktalarından biri, takımın bir bütün olarak hareket etmesi. Bunun içinde; ön alanda pres yapılırken arada boşluk oluşmaması, defansif ve ofansif oyuncuların birbirini sürekli tamamlaması gerekiyor. Bu sağlanmadığı zaman, Beşiktaş'ın oyun kalitesi bir seviye alt düzeye iniyor. Rakip Sivasspor olsun, Gaziantepspor olsun önemli değil; alanlar verilmeye başlanıyor. Hatta 3-0 kazanılan SB Elazığspor maçında bile veriliyor. Sivasspor'a karşı da özellikle ikinci yarıda olmak üzere alanlar verildi ama bu sefer sorun ön alanda baskıyı etkin yapamamak oldu. İş sadece duran toplara kaldı. Tabii iki kişinin topa dokunup, üçüncü bir ismin topa vurması şeklinde değil. Bu tarz duran toplar, ilk görmeye başladığımız andan itibaren taraftarı olduğumuz bir yöntem olmadı. Hele de sonunda Uğur Boral'ın yaptığı saçma hata, bu duran topu iki kat değersizleştirdi.

Kadir ligin çift yönlü olarak en etkili oyuncularından biri; yukarıdan aşağıya liste yapılsa, Türk rotasyonu içinde Selçuk İnan'dan sonra kafaya da oynayabilecek durumda. Yanına da topu kullanmayı bilmesinin yanında defansif özellikleri de olan Adem'in gelmesi, şüphesiz Sivasspor orta sahasını oldukça güçlendirdi. Bu maçta da alan paylaşımı konusunda, önlerindeki Aatıf'dan aldıkları destek ile oldukça başarılıydılar. Böyle olunca; orta sahadan top çıkaran Fernandes etkili olamadı, Veli Kavlak pek görünmedi. Geçen maçlarda görünmeyen Necip Uysal ise, gözlerin diğer oyuncularda olmasını kullanıp ufak ufak parıltı verdi.

Bu ön alanda baskı kuramayıp, top geçirilemeyişini ikiz kuleleri ileri atarak çözmeyi planlayan Beşiktaş aslında iyi düşünse de; bu anlarda havadan oyunu fazla denememesi eksi bir gelişme oldu. Oysaki; Almeida iki kere ve Batuhan bir kere top geldiğinde toplara da iyi yükselip, bitirememişlerdi.